Kocaeli’de Gösteri Fayrap Etmek İsteyen Kadınlara Polis Bariyer Oldu, Aşağılık Gruplar Halinde Meydana Geçişlerine İzin Verildi

Kocaeli Karı Platformu ve Kocaeli İstanbul Sözleşmesi İnisiyatifi’nin 25 Teşrinisani Kadına Müteveccih Şiddete Cebin Arsıulusal Savaşım Haset dolayısıyla ayırmak istediği üslup, polis tarafından engellendi. Asayiş güçlerinin engelleme ettiği ve çembere alınan kadınların, beribenzer gruplar halinde İzmit Kent Meydanı’na geçmelerine izin verildi. Burada izah eden kadınlar, “değer, müstakil ve insani ayrımsız hayat için savaş” çağrısı yaptı.

Kocaeli’da kadınlar, dün 25 Teşrinisani Kadına Yönelik Şiddete Cebin Arsıulusal Mücadele Haset cihetiyle İzmit Hat Bankası önünden Site Meydanı’na akın etmek istedi. Kocaeli Kadın Platformu ile Kocaeli İstanbul Sözleşmesi İnisiyatifi’nin düzenlediği yürüyüşe, polis güçleri bariyer oldu. Kadınlar ve LGBTİ artı bireylerin etrafını kuşatan polisle, yürüyüşe beklemek isteyen katılımcılar beyninde itiş kakış yaşandı. CHP Kocaeli İl Avrat Kolları Başkanı Songül Kaya ve kadınların itimat ekipleri ile ince süren görüşmeleri sonucu kadınlar, ilkokul nefis gruplar halinde Kent Meydanı’na geçti.

“PSİKOLOJİK GERİLİMİ ARTIRIYOR”

Burada benzeri araya gelen kadınlar eş basın açıklaması yaptı. Açıklamaya, HDP İstanbul Mebus Ilah Kayaç, CHP Kocaeli İl Eş Kolları Başkanı Songül Kaya, EMEP Kocaeli İl Başkanı Gönül Erkan birlikte katıldı. Kadınlar vasıtasıyla yapılan kuma açıklamada şu ifadeler kayran aldı:

“Kriz, soylu erki şiddeti hemen gömlek içerisinde erkeğin karı emeği üzerindeki zora dair tahakkümü olmanın ötesine taşıdı. Kerem vasıtasıyla yaratılan bu toplumsal güvencesizlik süresince kadınlar atıl kalmamak üzere patronların herhangi bir çeşit baskısına dayanmaya çalışıyor. Şişkinlik tüketim mallarının fiyatlarını sonsuz artırırken sırtındaki familya içi yük kamburuyla kadınlar sunu ucuzunu bulma maratonuna koşuluyor. Ücretlerin erimesi ruh bilimsel gerilimi artırıyor; medyasıyla, fetvasıyla, politikasıyla iktidarın kışkırttığı erlik kerte ortamında geçim sıkıntısıyla birleşerek kadına müteveccih şiddete dönüşüyor.

“GÜCÜ DEVLETTEN ALIYOR”

İstanbul Sözleşmesi’ni tağyir fail, hayatını arkalamak zorunda mütezayit kadınları cezalandıran, kırıntı halinde kalan yasa maddelerini özlük sistemine akıllıca ayla getiren-sistematikleştiren, eş kurumlarını kapatan, cinsel sömürme suçlarında tevkif için somut kanıt arayan, faillere cezasızlık politikası uygulayan, LGBTİ artılara alın nefret yürüyüşü örgütleyerek şiddetin rastgele türlüsüne celi ağıl getiren, kadınları yoksullaştıran, çalışma koşullarını seçkin güzeşte dolaşma daha üstelik vahşileştiren, evde, okulda,  fabrikada, amfide kadınları namevcut sayan iktidar, gayret failinin kendisidir! Ivinti failleri, güçlerini İstanbul Sözleşmesi’nden çekilen, içtimai seks eşitliğine inanmayan devletten alıyor.

“VADI OKUYORUZ”

Bugün haklarımızı gasp etmeye çalışanlar, karşımıza ‘güçlendirilmiş karı’ projesiyle çıkıyorlar. Kadınlara kaç çocuk yapacaklarını söyleyenlere, kadınları ‘familya hizmetinde kariyer’ yapmaya zorlayanlara sözümüz var. Bizi elden ‘kutsal eş’ ortamında tanımlayan mürteci politikalardan kilolu alan erkek şiddeti gösteriyor kim tek adamıyla, yandaş medyasıyla, polisiyle, mahkemesiyle örgütlenmiş koca hükümran devlete karşı bildirme iri gücümüz örgütlülüğümüz.  Teadül ve hürriyet, laiklik ve sulh için düzenli mücadele dışında bire bir seçeneğimiz bulunmayan. Bizi korkutmaya, sindirmeye, yaşamdan izole etmeye çalışanlara bir misil henüz bu sokaklarda meydan okuyoruz.

“HÜRRIYET MÜCADELESİNİ YÜRÜTÜYORUZ”

Umudu abartmak için biriktirdiğimiz kalabalığı hatırlayanlarız. Geçer Not ailenizin geçer kadınları olmayacağız. Rastgele periyot kutsadığınız karı kavramı, kadınlar üzere birer şiddet yuvası. Gelişigüzel dönme palazladığınız erkeklik, sülale zarfında kadınları katlediyor. Avrat cinayetlerinde cürüm mahali yaşadıkları evler. Çocuk istismarı sülale içre gizleniyor. Kadınları ev içine kapatılıyor, aile işleri hizmet ve bala bakımını yükleri ise sadece kadının görevleriymiş gibi kutsallaştırıyor. Eş düşmanlarının ‘güçlü eş’ diye bizim hayatlarımız üzerinden iktidarlarını korumalarına cevaz vermeyeceğiz. Büyüklük adım adım savaşa götürenler, Ortadoğu’yu kavga politikalarıyla yönetmeye çalışanlar, kadınları, militarist, milliyetçi ve cinsiyetçi politikalarla maksat haline getirenlerdir. İran’dan Afganistan’a, Rojava’dan Türkiye’ye savaş politikalarına alın biz kadınlar, hürriyet mücadelesini yükseltiyoruz. Ne mürteci molla rejimine ne İŞİD’in karanlığına hangi dahi diktatörlüklere biat etmeyeceğiz.

“DAYANIŞMAMIZ DUVARLARI AŞACAK”

İktidarların militarist, ulusalcı, cinsiyetçi cenk ve ivinti politikaları yeniden en çok biz kadınları etkiliyor. Güvenliği ölçü iddiasıyla sınır ötesi operasyonlar yapan iktidarlara sesleniyoruz: Bu cenk bizim savaşımız değil. Kaybediyorsunuz, bunu gölgelemek amacıyla savaşa ve şiddete sığınıyorsunuz. Çarpışma rastgele dönem ivinti üretiyor, bu şiddetten sunu çokça tığ kadınlar etkileniyoruz.

Pandemi dönemini yönetemeyen erk afiyet emekçilerin yürüttüğü hareketli mücadeleyi kriminalize ederek SES’in geçmiş dönme MYK üyesi Arzu Kızoğlan ve şu andaki MYK üyesi Selma Atabey’i hukuksuz tıpkı şekilde vakfedilmiş yargılamada ısrar ediyor. Semra Güzel’i, Mahmur Çiçeği Mater’i Parlatılmış Yapıcı’yı, Çiy Korur Fincancı’yı ve henüz birçok yol arkadaşımızı tutukluyorlar. Bilinsin ki tığ kadınlar içeride ve dışarda savaş etmeye devam edeceğiz. Savaşa politikalarına ve uğraş suçlarına, sömürüye ve gericiliğe alın dayanışmamız duvarları aşacak.

“MÜCADELEYE ÇAĞIRIYORUZ”

Geçinemiyoruz, hareket ararken ayrımcılığa maruz küsurat kadınları elan fazla tembel bıraktığını, ayrılmak isteyen kadınları elan aşkın şiddete ve sömürüye peyda hale getirdiğini bütün alay malay görüyoruz. Krizin en güç faturası bizlere kesiliyor. Güvencesiz, müteharrik, pimpirik hareket gücü olan, krizde işten çıkarılan, yok muazzez emeğin sahibi biz kadınlar bu gidişata çıktı yeter diyoruz. Hijyen ürünleri, HPV aşısı, tampon ve pedler eş sağlığının bildirme ana ihtiyaçlarıyken bizler ücretsiz ulaşamıyoruz. Barınma sorununu, yükselen kiraları, ödeyemediğimiz faturaları, boş market poşetlerini buyurmak istemiyoruz. Değer, bağımsız milletvekili ve insanca tıpkısı yaşam üzere bilcümle kadınları mücadeleye çağırıyoruz.”

Share: