BTP lideri Baş’tan iktidara acı yay sözler: “Tıpkı tün ansızın gelebiliriz” diyenler 3 günde Hatay’a inemediler

Bağımsız Milletvekili Türkiye Partisi (BTP) İstanbul Genişletilmiş İl Divan Toplantısı Kartal Yakacık Kültür Merkezi’nde yapıldı. BTP’nin sarsıntı bölgesine yaptığı ve bibi bitmeme eden müzaheret faaliyetlerinin ve intihap gündeminin değerlendirildiği toplantıda ayrıca partide mütenevvi kademelerde senelerce fariza aldıktan sonradan mevt edenlerin yakınlarına onurluk verildi.

“FELAKETLE SAVAŞIM EDEBİLECEĞİMİZ BİR ALTYAPI NAMEVCUT”

BTP Genel Başkanı Hüseyin Kafa, toplantıda şunları söyledi: “Burada hükümetin suçlanacağı molekül tabii bu afete koşmamış olmasıdır ama bu tıpkısı kenara, anne suçlanması gereken şey, yıkılacak binaların inşa edilmesine izin etmiş olmasıdır. Bu İstanbul’da de tıpkı şekilde devam ediyor. O yüzden ne yazık ki ülkemizde yaşayacağımız herhangi bir felaketle savaş edebileceğimiz benzeri altyapı namevcut.

“GÖÇÜK ALTINDAKİ BEDENLERE ULAŞMAYI DAHİ BECEREMİYORLAR”

Baktığınız ant, ‘bire bir akşam ansızın gelebiliriz’ deyip komşuları yıldırma edenler, 3 devir boyunca Hatay’a inemediler ve insanlarımız soğuktan donarak hayatlarını kaybettiler. On binlerce çatı yerle ayrımsız oldu ama vefat sayısına geldiğinizde bakıyorsunuz 10 binlerce binadan 50 bin âdem adına anlatılıyor. Bunu hakeza söylemelerinin sebebi ne biliyor musunuz, enkazın altındaki bedenlere ulaşmayı üstelik beceremiyorlar. Yani şu anda Türkiye’da duygusal emniyetimiz namevcut, dünyalık emniyetimiz yok.

“MİLLETİN HİÇBİR HUSUSI SERMAYEYE İHTİYACI YOK”

Hani, ‘Tığ yollar yapıyoruz, binalar yapıyoruz, köprüler yapıyoruz, ast geçitler yapıyoruz’ diye niteleyerek övünüyorlar ya… Burada hangi çıkıyor biliyor musunuz? 10 liralık işi kayırıcı geliyor sana 25 liraya mülk ediyor. Deminden anca benzeri iş yapma modeli çıkıyor ki karşımıza, hepimiz bu işten engel ediyoruz. Ama hükümeti ekonomik manada eleştirirken tek bunlara girilmiyor. Ne? Çünkü herkesin o sermayeyle ayrımsız hesabı var, bire bir beklentisi var. Tığ BTP kendisine hangi diyoruz? Türkiye Cumhuriyeti devletinin tek sermaye grubuna ihtiyacı yoktur. Bu milletin tek hususi sermayeye ihtiyacı yoktur. Zira biz kişi varlığımızla ensesi kalın tıpkı milletiz elhak. Kendi varlığımızla aynı şeyleri inşa edersek hangi olacak? Depremlerde o binalar yıkılmayacak, o otoyollardan, köprülerden milyarlarca dolar boşuna cebimizden çıkmayacak.

“20 YIL SONRALARI YAŞAYABİLECEĞİMİZ BİR VATAN BULAMAYABİLİRİZ”

Bakın bundan 20 yıl sonraları yaşayacağımız ayrımsız yurt bulamayabiliriz. Bu, ülkemizi bekleyen soy ayrımsız tehdittir. Bizim yaşadığımız Anadolu coğrafyası bilcümle dünyanın ayrımsız şekilde gözünü diktiği coğrafyadır. Tek görüntü kurmamıza lazım bulunmayan, bundan 15 sene ilk Suriye’ye gitseniz ve Şam’birlikte, Halep’te benzeri vatandaşa, ’10 sene ortamında senin ülken yaşanmaz ayla gelecek’ deseydiniz, size ‘dalga mı geçiyorsun’ derdi, kimesne size inanmazdı. Libya’de bire bir şekilde, Irak’ta ayrımsız şekilde… Bunun Türkiye’da yaşanmayacağının garantisini bana kim verebilir? yahut Ukrayna’evet gitseydiniz ve Kiev’birlikte benzeri vatandaşa, ‘5 yıl içinde burada yaşayamayacaksın, senin sokaklarında düşman tankları gezecek’ deseydin, kimesne buna bile inanmayacaktı.

“SANDIKTA HESAPÇI KESECEĞİZ”

Şu anda bizim adalarımız nehiy edilmiş. Müttefikimiz dediğimiz ABD’nin tankları adalara inik, mekân ülkelerimize inik, namluları bize döndürülmüş duruyor. Ben gidip bunlarla savaşalım demiyorum amma bunlara tılsım almamız gerektiğinin üstelik farkında olmamız gerekiyor. Türkiye yaşamsal aynı yıldırma altındadır. Türkiye her an işgal edilmek maksut benzeri ülkedir. Bu topraklar kıymetlidir.1800’lü yılların böylelikle, 2. Abdülhamit döneminde bir Osmanlı vatandaşına, ’20 sene zarfında senin ülken’ nehiy edilecek’ denseydi tek Osmanlı vatandaşı inanmazdı. Şu anda tıpkı durumu yaşıyoruz. O yüzden ilaç almanın vaktidir. Bu önlemleri genişlik görgüsüz alabileceğimiz, elimizin en zinde olduğu yer sandıktır. O ahit sandıkta bizi düşünmeyenlerle, ülkesini düşünmeyenlerle, vatanını üç kuruş menfaati amacıyla gelişigüzel durumda, ortamda alay edenlerle hesaplaşacağız, hesabı keseceğiz.

“GENÇLER BILDIRME BÜYÜK İŞ SİZE DÜŞÜYOR”

Gençler burada genişlik şişman iş size düşüyor. Ne? Sarsıntı oluyor, yaşı başını almış, sınama abidesi (!) insanların yaptığı binalar çöküyor, binanın enkazına gençler koşuyor. Öz yataklarına familya yapıyorlar, baskın bu evleri alıp götürüyor oraya çoluk çocuk koşuyor. Diyorlar kim, ‘yer sarsıntısı oldu, pandemi oldu… Kimin geldiği yerleri kapatalım’, gençlerin… Üniversiteler kapansın! Soylu Erki kararlar alıyorlar, sanki ülkeyi çokça zenginleştirecekler, ondan sonra bir para şişkinliği patlıyor, tıpkısı döviz şoku yaşıyoruz faturasını çoluk çocuk ödüyor. O ant herhangi bir şeyin faturasını biz çoluk çocuk ödeyeceksek kardeşim o sofrada tığ oturalım, yediğimizin faturasını ödeyelim. Gençlere bu gelişim düşüyor. Başkasının yediğinin hesabını ödememize gerek namevcut. Bu toprakların yarınlarında tığ mümteni mıyız, o ant o yarınları bırakın üstelik tığ düz yazı edelim. Siz istediğiniz ülkeyi mensur ettiniz ve ülkenin geldiği akıbet durum bu tehlikesiz olun sizden henüz elem benzeri Türkiye oluşturmayız.”

Share: