Göçerlerin ‘kuzu’ mutluluğu

Erzincan’da küçükbaş efsanevi yetiştiriciliği yapan Şavak aşiretine mensup göçerler, koyunlarının kuzulamaya başlamasıyla ağıllarda tatlı tıpkı gürültü yaşıyor. Hayvanlara tevellüt sırasında bir baytar üzere yardımcı olan göçerler, kuzuların dimdik doğması ve yüzlerce koyunun altında ezilip öldürme olmaması için şişman ceht harcıyor.

Erzincan’de, konar-göçebe hayat tarzını sürdüren göçerler, sunu koca barışma kaynakları olan hayvanlarının ihtiyaçlarını durdurmak üzere mecmu zorluklara göğüs geriyor. Yaz aylarında hayvanlarıyla faziletli rakımlı yaylalara sâdır göçerler, havanın soğumasıyla geri döndükleri kışlaklarda ise kucak sürülerinin akarsu ve beslenme ihtiyaçlarını karşılayabilmek için sakil faaliyet harcıyor.

Yaklaşık 6 kamer boyunca Munzur ve Mercan Balığı ile Erzincan dışındaki eksantrik illerin dağlarındaki nazirsiz güzelliklere sahip yaylalarda konaklayan göçerler, kış aylarında bile yaşamlarını kışlaklarda sürdürüyor.

Her sene karı sonu ve gücük ay ile mart kocaoğlan aralığında başlayan kuzu doğumları nedeniyle ağıllardaki mesaileri mütezayit göçerler, koyunların tevellüt esnasında zorlanmasından ortalık sürekli sefer tutuyor. Hayvanlara mevlit sırasında bire bir veteriner gibi yardımcı olan göçerler, kuzuların dosdoğru doğması ve yüzlerce koyunun altında ezilip öldürme olmaması amacıyla iri çabalama harcıyor. Göçerler arada sırada dahi tahminî 20 koyunun tıpkı anda tevellüt yapmasından ekolojik ortam akşam saatlerine büyüklüğünde uyumayarak bakir doğan kuzuları anneleri ile buluşturuyor.

Sevimli halleriyle rabıt çeken, günde üç kere sütle beslenmeleri amacıyla anneleriyle bir araya getirilen kuzular, hem göçerlerin yüzünü güldürüyor hem dahi ağıllara şenlik katıyor. April başında sütten kesilecek kuzular, yeşile bürünen meralara salınarak otlamayı öğrenecek.

Şavak aşiretinden besicilikle, tulum peyniri üretimi yaparak geçimlerini sürdüren göçerlerden Ebubekir Küçükkaya, hayvanlarından henüz gür verim kabul etmek üzere yaz aylarında yaylaya çıktığını, kışın ise köyünde koyunlarının bakımını yaptığını kaydetti.

Küçükkaya, hayvancılıkla uğraşmanın el ve dörtköşe tarafları olduğunu belirterek şöyle konuştu:

“Bizler edebiyat göçebe tıpkı hayat sürüyoruz ve yaylalara çıkıyoruz. Güz aylarında da köyümüze gabi gelip kışlaklarda yaşamımıza devam ediyoruz. Köyde mevsime vabeste meralarda otlakların azalmasından dünya hayvanlarımıza şu sıralar arpa ve saman veriyoruz.”

Koyunların yavrulamaya başlamasıyla ağılda mesaisinin arttığını, dünyaya gelen kuzuları gördükçe mutlu olduğunu rapor eden Küçükkaya, “Sonuçta emeğimizin karşılığını alıyoruz ve bu hayvanlara ailecek mesai veriyoruz. Koyunlar ortada edisyon tevellüt özne da oluyor. Koyunlarımızın kâffesi doğum yapınca kuzuları ağılda değişik ayrımsız bölüme alıyoruz. Kuzuların günde üç kere anneleriyle buluşması haddinden fazla sunturlu görüntüler oluşturuyor.” diye konuştu. – ERZİNCAN

Share: