Antalya’dan yer sarsıntısı bölgesine giden sağlıkçılar yaraları sardı

“Asrın felaketi” adına nitelenen Kahramanmaraş merkezli depremlerin arkası sıra Antalya’dan gönüllü olarak Hatay’a revan esenlik ekibi, temas cana dokunabilmek amacıyla balaban uğraş verdi.

Merkez üssü Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçeleri olan ve toplam 11 ili etkileyen depremlerin ardından Antalya İl Afiyet Müdürlüğü 112 Ivedili Keyif Hizmetleri çalışanlarından tıpkı takım gönüllü, elden Hatay’a gitti.

Hamile eşini, adi çocuğunu bırakıp yer sarsıntısı bölgesine koşan ekipler, kip albeni koşullarına rağmen Hatay’birlikte hem yaralıları hastanelere yansıtmak amacıyla gittikçe yarıştı hem bile kriz altında kalanların çıkarılmasına destek oldu.

Bazı esenlik çalışanları, kısık hasarlı binalara tek tereddüt etmeden girerek, buğulu, yanık yahut sakat bireyleri yığınların içinden çıkararak kurtardı.

Görevlerinin arkası sıra Antalya’ya dönen ve eşi ile 7 yaşındaki oğlu aracılığıyla havalimanında çiçeklerle karşılanan 33 yaşındaki Esra Ak Pak, AA muhabirine, Zeytindalı Harekatı’nda birlikte fariza yaptığını belirterek, depremi duyunca süratle müracaat etmek istediğini söyledi.

Enkazdan çıkarılan çocukları gördükçe özlük çocuğu kadar canının yandığını anlatan Bembeyaz, “İlk vakamız 9 yaşında çocuktu. Türkçe bilmiyordu, sadece ‘sizi haddinden fazla seviyorum’ dedi. Tezyifkâr zordu. Çocuğumu çok özledim amma depremzedeler amacıyla dahi elimden geleni ayırmak istedim.” diye niteleyerek konuştu.

Paramedik yerine insanların hayatına dokunmaya çalıştıklarını aktaran Temiz, mıntıka halkının, yaşadıkları afete karşın kendilerini dostça karşılayarak, bağrına bastığını belirtti.

Annesini çiçeklerle karşılayan 8 yaşındaki Sıraç Ağa ise “Annemi çok özledim. Benim annem benzeri süper kahraman.” dedi.

Tahir Parlak ise eşinin bölgeye ilk gittiği devir telefonlar dolgunca çekmediği için görüşemediklerini, print tıpkısı proses yaşandığını belirtti.

“Rastgele ele uzanmaya çalıştık”

Mustafa Ekincilik ise muttasıl çalıştıklarını, akıbet dakikaya kadar ellerinden geleni yaptıklarını ifade etti. Enkazdan canların çıkmaya bitmeme ettiğini vurgulayan Tarım, “Enkaza kazanmak dahil gelişigüzel şeyi yaptık. Çatı yıkılmamış amma yıkıldı yıkılacak, yakınları korktuğu amacıyla giremiyor. Biz on paralık çekinti etmeden o binalara girdik ve içeriden yaşlıları, engellileri çıkarttık. Enkazın başında 25 saat beklediğimiz oldu.” diyerek konuştu.

Ekincilik, ambulanslarda sırayla uyuduklarını dile getirerek, enkazdan gelişigüzel çocuğun annesine sarılı namına çıkarılmasından çokça etkilendiğini söyledi.

İlk ve Evgin Müzaheret Teknikeri Kübra Atmaca, zor ve ateş tıpkısı görev olduğunu, Hatay’ın caddelerinin, sokaklarının tıpkısı fantom şehre dönüştüğünü vurguladı.

Her hayata dokunmaya çalıştıklarını bildiren Mecnunca, “Dokunabildiğimiz gelişigüzel cana dokunmaya, uzanabildiğimiz herhangi bir ele uzanmaya çalıştık. Elimizden geleni yaptık.” dedi.

“Eşim aylı olmasına karşın burada duramadım”

Kayahan Kaya birlikte eşinin dahi sağlıkçı olduğunu ancak 2,5 maaş yüklü olduğu üzere gelemediğini, kendisinin gönüllü yerine önceki ekipte kayran aldığını belirtti.

Görevi, mevrut ayrıksı ekibe devrettiklerini anlatan Kaya, “Eşim aylı olmasına karşın burada duramadım, depremzedelere yardım etmek istedim.” ifadesini kullandı.

Fatih Mehmet Arıkan ise Hatay’a ulaştıklarında acı tıpkı manzarayla karşılaştıklarını, çokça dayanabilen tıpkı görevi tamamladıklarını anlattı.

Enkazların başında günlerce beklediklerine değinen Arıkan, “Aynı birey aynı düş, fark etmeden hastanelere taşımaya çalıştık. Enkazdaki yaralılara ‘dışarıda güneş var, hep sizi bekliyor’ diyerek maneviyat vermeye, motive etmeye çalıştık.” diye konuştu.

Share: